Pages in topic: [1 2] > | İşe ve Müşteriye Göre Çalışma Tarzı, Hayır Demeyi Öğrenme Thread poster: Yigit Ati
| Yigit Ati Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki + ...
Selamlar,
Serbest çevirmenliğin ilk aylarında ve ilk yılında daha profesyonel çalıştığımı ancak müşteri tabanım genişleyip iş hacmim arttıkça türlü türlü kötü alışkanlıklar edindiğimi fark etmeye başladım.
Bunlardan birincisi ve bence en kötü olanı; müşteriye göre işe gösterdiğim özenin değişmesi. Kendi kendime yeminler de etsem, yine ve yine bu hatayı tekrar ediyorum.
İkinci konu; hayat düzenim yok!!!
... See more Selamlar,
Serbest çevirmenliğin ilk aylarında ve ilk yılında daha profesyonel çalıştığımı ancak müşteri tabanım genişleyip iş hacmim arttıkça türlü türlü kötü alışkanlıklar edindiğimi fark etmeye başladım.
Bunlardan birincisi ve bence en kötü olanı; müşteriye göre işe gösterdiğim özenin değişmesi. Kendi kendime yeminler de etsem, yine ve yine bu hatayı tekrar ediyorum.
İkinci konu; hayat düzenim yok!!!
7 gün, uykusuz, tatilsiz hep iş hep iş hep iş düşünüyorum!!! Geçtiğimiz hafta iki arkadaşım ziyaretime geldi. Her ne kadar evde çalışmayı işten saymayan türden kişiler olsalar da, iki eski arkadaşımla gelen işlere hayır diyemediğim için kavga ettim.
Benim serbest olarak çalışma hayatım 2 yılın biraz üzerinde; siz tecrübeli çevirmenlere, özellikle evli ve çocuklu olanlara sorum şu:
Her çevirmen benim geçtiğim dönemden geçiyor mu yoksa benim kişisel gelişime mi ihtiyacım var?
Eğer bu dönemden her çevirmen geçiyorsa bu dönemi atlatmamızda faydalı olabilecek ipuçları verebilir misiniz?
Detaylı bir mesaj yazmadım; atladığım noktalar olmuş olabilir. Ancak sizlerin sorunun özünü anladığınızı düşünüyorum.
Cevaplar için şimdiden teşekkürler;))
[Edited at 2011-11-14 15:41 GMT]
[Edited at 2011-11-14 15:43 GMT]
[Edited at 2011-11-14 15:45 GMT] ▲ Collapse | | | Metin Cihan Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki sana bir iyi bir de kötü haberim var, önce iyisi... | Nov 14, 2011 |
o kötü dönemlerden biz de geçtik.
ve maalesef hiç bitmiyor. | | | Yigit Ati Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki + ... TOPIC STARTER Evim 4'üncü katta=)) | Nov 14, 2011 |
Alıştıra alıştıra söyleseydin keşke=) | | | Selcuk Akyuz Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki + ... Acı gerçekler | Nov 14, 2011 |
Yerli bürolara iş yapanlar gençliğin de verdiği enerjiyle 7/24 çalışıyorlar ve erkenden yaşlanıyorlar. Yabancı bürolara iş yapanlar belki daha az yoruluyorlar ama onların da uyku düzeni yok.
Düzenli olarak çalıştığınız üç yabancı büro olduğunu düşünün, İngiltere, Amerika ve Japonya'da. İngiltere'deki büro akşam 6-9 saatlerinde bilgisayar başında olmanızı gerektirir. Çünkü mesai saatinin sonlarında gönderecekleri yeni işler çıkar hep.... See more Yerli bürolara iş yapanlar gençliğin de verdiği enerjiyle 7/24 çalışıyorlar ve erkenden yaşlanıyorlar. Yabancı bürolara iş yapanlar belki daha az yoruluyorlar ama onların da uyku düzeni yok.
Düzenli olarak çalıştığınız üç yabancı büro olduğunu düşünün, İngiltere, Amerika ve Japonya'da. İngiltere'deki büro akşam 6-9 saatlerinde bilgisayar başında olmanızı gerektirir. Çünkü mesai saatinin sonlarında gönderecekleri yeni işler çıkar hep.
Maillere cevap vermekten akşam yemeğini oturup ailenizle yiyemezsiniz bile. Akşam 9-11 rahat saatleriniz olur, ardından Amerika'daki müşteri devreye girer. Bu da gece 2'ye kadar sürer.
Japonlar işlerini son saatlere bırakmazlar. Gecenin 3-4'ü Japonya'da sabah 9-10'dur. İşlerin verildiği saattir. Sabah kalkınca cevap veririm derseniz havanızı alırsınız ancak.
Dikkat edin bunlar sadece yazışma saatleri, bir de yapılacak işler var tabii. Mail trafiğinin arasındaki saatlerde de iş yapacaksınız. Bitti bir 24 saat daha
Yabancılarla çalışmanın iyi tarafı da var ama, haftasonu çalışmazsınız. İki koca gün size kalır. Yani eşinizle, çocuğunuzla geçirebileceğiniz kaliteli saatler, pazar, market alışverişi, vs. için iki koca gün.
İnsan yıllar içinde deneyim kazanıyor, ben mesela Uzakdoğu ülkelerine iş yapmıyorum, saatleri uymuyor! Sonra market alışverişini toplu yapıyorum Öyle bir paket bilmem ne için işi gücü bırakıp gidemiyorsunuz.
Sosyal hayat mı? Pardon!?
[Edited at 2011-11-14 17:24 GMT] ▲ Collapse | |
|
|
Şadan Öz Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki Serbest çalışma | Nov 15, 2011 |
Selçuk Akyüz sormuş, yanıtlamış:Sosyal hayat mı? Pardon!?
Maalesef doğru bir vurgu : (
Şurası açık: Serbest çalışma asla serbest çalışma değil, esnaflıktır. Bir nevi küçük bakkallıktır.
Dükkanı sabahın köründen gecenin bir vaktine kadar bir şekilde beklersin. Temizlikten müşteriyi uğurlamaya kadar her şey sana bakar.
Girişimci ruhlu ve işletmeci kafalı arkadaşlar olayı markete dönüştürebilirler. Kendileri için iyi de ederler.
Şanslı ve becerikli olanlar, her zaman mümkün olmasa da, düzenli iş akışıyla mesai gibi çalışmalarını sağlayacak müşteri bulabilirler. Garantisi yok tabii.
Sonuç olarak, her ne koşulda olursa olsun, serbest çalışma ciddi bir disiplini ve ilkeli yaklaşımı gerektiriyor. Bunu bir nebze de olsa sağlayabilen bu meslekte mutlu olur. Sağlayamayan sürünür.
Para kazansa da kazanmasa da, yaşadığı sürünmektir. Kendimden bilirim.
Zaman yönetimi ve genel disiplin meselesiyle bağlantılı olarak, sosyal hayat konusuna da bir tavsiyeyle değineyim:
Zaten içe kapanmaya meyilli bünyeyi içeriye tıkmayıp, türlü bahanelerle dışarıya çıkmak gerekir. Köpek olsa çıkarıp gezdirirsin. Kendine de yapacaksın bu kıyağı. Spora da benim yıllarca burun kıvırdığım gibi burun kıvırmayacaksın. İyi bir şey; kendini zorlayacaksın. Yani sözüm yine döndü geldi disipline ("acı yok Raki, acı yok!"). | | | Selcuk Akyuz Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki + ... Hayır demeyi öğrenme | Nov 15, 2011 |
Müşteriye "hayır, vaktim yok" dediğinizde ilk öğreneceğiniz şey müşterilerin vefasız olduğudur. Başıma birkaç kere geldi bilirim, üç-beş yıllık müşterim, her ay düzenli işler gönderen türünden hem de, bir kere yanılıp da "ya bu ara müsait değilim, iki-üç gün bekleyemez mi bu iş" dediğinizde bir daha bırakın iş almayı bir mail bile gelmez olur.
Bazen geri döndüğü olmaz mı bu müşterinin, olur, olabilir... yeni çevirmen de aynı hatayı y... See more Müşteriye "hayır, vaktim yok" dediğinizde ilk öğreneceğiniz şey müşterilerin vefasız olduğudur. Başıma birkaç kere geldi bilirim, üç-beş yıllık müşterim, her ay düzenli işler gönderen türünden hem de, bir kere yanılıp da "ya bu ara müsait değilim, iki-üç gün bekleyemez mi bu iş" dediğinizde bir daha bırakın iş almayı bir mail bile gelmez olur.
Bazen geri döndüğü olmaz mı bu müşterinin, olur, olabilir... yeni çevirmen de aynı hatayı yaparsa eğer!
Siz siz olun kime hayır diyeceğinizi iyi düşünün, bir kerelik müşteri için düzenli müşterinizi unutmayın. Bu devirde müşteri bulmak kolay, müşteriyi elde tutmak çok zor. ▲ Collapse | | | Yigit Ati Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki + ... TOPIC STARTER Sorunum Biraz Daha Farklı | Nov 15, 2011 |
Selçuk Bey ve Şadan Abi yanıtlar için teşekkür ederim!
Benim sorunumun altında yatan diğer bir neden ise memnuniyetsizliğim.(Bu bir çevirmen hastalığı mı?)
Sürekli kontrol etme ve üzerinden geçme duygusu, en iyi alternatifi arama, vs...
Genç arkadaşlarda görülen yerel müşlerilerden aşırı hacimli iş alma sorunu ben de yok.
Bir proje üzerinde çalışırken zamanımı tüketen konu, tekrar ve tekrar başa dönmek ve iy... See more Selçuk Bey ve Şadan Abi yanıtlar için teşekkür ederim!
Benim sorunumun altında yatan diğer bir neden ise memnuniyetsizliğim.(Bu bir çevirmen hastalığı mı?)
Sürekli kontrol etme ve üzerinden geçme duygusu, en iyi alternatifi arama, vs...
Genç arkadaşlarda görülen yerel müşlerilerden aşırı hacimli iş alma sorunu ben de yok.
Bir proje üzerinde çalışırken zamanımı tüketen konu, tekrar ve tekrar başa dönmek ve iyice irdelemek. Bu da günlük çıktımı inanılmaz etkiliyor.
İşe başladığım yıllarda zaten müşteri sayım az olduğu için bu durum sorun yaratmıyordu.
Şu an ise, projeden, müşteriden veya kullandığım araçtan soğumama ve işimin kalitesinin düşmesine neden oluyor.
Diğer arkadaşlar ne gibi sorunlar yaşıyor? Biraz da onları dinlemek istiyorum ancak gördüğüm kadarıyla konuya ilgi az:=))
Sanırım Proz'daki tek tembel çevirmen benim? ▲ Collapse | | | Selcuk Akyuz Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki + ... Bu çok kötü bir hastalık | Nov 15, 2011 |
Değerinizi anlamazlar, inanın bana. Bu işte doğru terimi kullanıp kullanmamanız, çeviride bir-iki küçük hata olması vs. kimsenin umrunda değil. Önemli olan tek şey müştyeriye işi vaktinde teslim etmek. Yerli-yabancı müşteri fark etmez, kalite hastalığından dolayı işi bir kez geç verin olay biter. Ben bu hastalığı iyi bilirim, ilacı, tedavisi yok. Baştan önleminizi alın, yakalanmayın.
Ne kadar köfte o kadar ekmek mantığından bahsetmiyorum, işini... See more Değerinizi anlamazlar, inanın bana. Bu işte doğru terimi kullanıp kullanmamanız, çeviride bir-iki küçük hata olması vs. kimsenin umrunda değil. Önemli olan tek şey müştyeriye işi vaktinde teslim etmek. Yerli-yabancı müşteri fark etmez, kalite hastalığından dolayı işi bir kez geç verin olay biter. Ben bu hastalığı iyi bilirim, ilacı, tedavisi yok. Baştan önleminizi alın, yakalanmayın.
Ne kadar köfte o kadar ekmek mantığından bahsetmiyorum, işinize özen gösterin ama gerektiği kadar, fazlası bozar. İki müşterinizle aranız bozulduğunda yaptığınız işten de keyif almazsınız artık. ▲ Collapse | |
|
|
Dagdelen Türkiye Local time: 09:00 Member (2010) Jerman menyang Turki + ... Mükemmeliyetçilik ya da negatif şartlanma | Nov 15, 2011 |
Selcuk Akyuz:
Bu çok kötü bir hastalık
...
Yiğit Ati:
...
Sanırım Proz'daki tek tembel çevirmen benim?
Bu hastalığın adı var: mükemmeliyetçilik. Çaresi/ilacı yok. Yakalandınız mı, ömrü billah yakanızı bırakmaz. Türkiye'de ya da Doğu Avrupa'da yaşıyorsanız, kalpten bile götürebilir. Dikkatli olmak gerek.
Ama özelde, mesleğimizdeki uygulamaya dönecek olursak, bence yaptığınız çevirinin kalitesine önem vermek, son derece yararlı.
Bir kere, yüksek kalitede çeviri, yüksek birim ücreti demektir. Bu da yüksek kalitedeki işverenler/bürolar, dolayısıyla yüksek kalitede son kullanıcılarla ve elbette çevirmenler/düzeltmenlerle çalışmak anlamına gelir.
Yüksek kaliteli çevirinin ikinci yararı ise, negatif şartlanmanın önüne geçmek ya da en azından azaltmaktır.
Sizin beyninizde oluşan negatif şartlanmayı kastediyorum, yani yanlış kullanıyorsanız, yanlış öğrenmişsiniz demektir ve yanlış öğrenilmiş bir şeyi düzeltmek, sıfırdan öğrenmekten çok daha zordur, hatta bazen imkânsızlaşır.
Ayrıca eğer CAT-Tool kullanıyorsanız, kedi aracınızdaki TM ve Terminoloji-Bank'ları da negatif şartlanıyor demektir. Bunlar da aptal kalır, zaten aptallar ya, hadi neyse.
Konunun başlığına dönecek olursak, mükemmeli arıyorsanız ve sizin ve elbette benim gibi tembel çevirmenseniz, hayır demek o kadar kolay hale geliyor ki. | | | Şadan Öz Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki
Yiğit Ati demiş ki:Benim sorunumun altında yatan diğer bir neden ise memnuniyetsizliğim.(Bu bir çevirmen hastalığı mı?)
Sürekli kontrol etme ve üzerinden geçme duygusu, en iyi alternatifi arama, vs...
Bu bahsettiğin bir kusurdan öte, senin iyi çevirmen olduğunu/olacağını gösterir.
Sonuçta iki tür tedarikçi ve iki tür müşteri var: Kaliteye önem verenler ve vermeyenler. Bunlar eninde sonunda eşleşir. Yani vasat ve kötü işi kabul edenlerle, kaliteye vurgu yapanlar ayrı kümeler halinde yollarına devam eder.
Benzetme yapacak olursak, Mercedes'i Mercedes servisine, uyduruk arabayı (isim vermeyeyim) uyduruk arabalara bakan ustaya emanet edersin.
Öbür yandan, hizmeti hem kaliteli, hem de zamanında sunmak önemli bir denge meselesi. Biraz daha sistemli çalışarak ve yöntemler geliştirerek, harcanan zamana sınır getirmek gerekebilir. Bu da biraz deneyimle sağlanabilecek bir şey.
[Değişiklik saati 2011-11-15 12:40 GMT] | | | Adnan Özdemir Türkiye Local time: 09:00 Jerman menyang Turki + ... Yol yakınken, uymazsa bırak... | Nov 15, 2011 |
Yiğit merhaba,
Şanslı ve azimli adammışsın. Kısa sürede Proz'lu olmuşsun. Uluslararası çalışıyorsun...
Henüz çok gençsin. Ben artık kart ve iş değiştirmeye korkan biri olarak gerekirse bırak gitsin diyorum.
Yeryüzündeki tek meslek bu değil. Serbestse serbest, zamanla baktın çok sıkıldın başka bir ticari işe bakarsın.
Serbest iş yalnızca tercümnanlık değil. Yol yakın. Başka ticaretsel konuları kıvırabileceğine inanırsan bırak bu işi derim. | | | Yigit Ati Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki + ... TOPIC STARTER Aklımdan O Seçenek Hiç Geçmiyor | Nov 15, 2011 |
Adnan Abi Selam,
Ben de diyorum bir şeyler eksik bu başlık altında ama ne?=))
Yaptığım işi seviyorum; acayip zevk alıyorum - hele çeviri esnasında araştırma yapması; bir de çevirim yayınlanınca sonra hava atması var;)) -
Benim söz ettiğim sorun, öğrenim hayatımda da başımın belasıydı, ammaaa eğer olumlu yönde kullanılabilirse gerçekten yapılan faaliyete değer katıyor.
Açıkçası en az 15-20 kişiyi dinlemek... See more Adnan Abi Selam,
Ben de diyorum bir şeyler eksik bu başlık altında ama ne?=))
Yaptığım işi seviyorum; acayip zevk alıyorum - hele çeviri esnasında araştırma yapması; bir de çevirim yayınlanınca sonra hava atması var;)) -
Benim söz ettiğim sorun, öğrenim hayatımda da başımın belasıydı, ammaaa eğer olumlu yönde kullanılabilirse gerçekten yapılan faaliyete değer katıyor.
Açıkçası en az 15-20 kişiyi dinlemek isterdim ama sanırım bu başlığa fazla ilgi olmayacak.
Yine de düne göre aklım daha berrak, zira hem forum üzerinden hem de anlık mesajlaşma araçlarıyla önemli ipuçları aldım:)) ▲ Collapse | |
|
|
Profesyonelleşmek | Nov 15, 2011 |
Sizin sorunuz değil de buradaki tecrübeli arkadaşların cevapları ilginç geldiği için üç beş de ben karalayayım dedim. Hiç bir işte hayır demek, işi yapanın lüksü değildir olamaz. İşe ve müşteriye göre çalışma tarzı da olamaz. Olsa olsa, kendine göre bir iş düzeni oturtmak olabilir. Bakkalın rafı boş ise çalışamayacağı gibi, hizmet erbabının mesai saatinin kalmaması gibi bir lüksü yoktur. Bakkal rafı kadar, hizmet erbabı da kapasitesi kadar -ancak he... See more Sizin sorunuz değil de buradaki tecrübeli arkadaşların cevapları ilginç geldiği için üç beş de ben karalayayım dedim. Hiç bir işte hayır demek, işi yapanın lüksü değildir olamaz. İşe ve müşteriye göre çalışma tarzı da olamaz. Olsa olsa, kendine göre bir iş düzeni oturtmak olabilir. Bakkalın rafı boş ise çalışamayacağı gibi, hizmet erbabının mesai saatinin kalmaması gibi bir lüksü yoktur. Bakkal rafı kadar, hizmet erbabı da kapasitesi kadar -ancak her halükarda sonuna kadar- çalışmak zorundadır. İşe ve müşteriye karşı çalışma tarzından kastın; yanlış yaptığın işe ses çıkarmadan ödeme yapan büroların öncelikli, ya da kafana göre hayır demeyene kadar seni arayacak büroların hazır kek kıvamında olması ise yukarıdaki yaklaşımın doğru. Yok eğer, ben bu işten ekmeğimi çıkaracağım-ya da ben profesyonelim- diyorsan tersini düşünmen lazım. Ben bu meslekte senin yaklaşımınla hala bu işi yapmaya devam eden tercümanlar da bilirim, işe göre tercüman ve tercümana göre ödeme tarzı benimseyenleri de... Hepsinin sonu hüsrandır, olmaya da devam eder. Her sektör gibi bu sektör de tıngır mıngır veya ak yüzüyle özüyle üveyiyle devam edip gidiyor işte. Boş ver Yiğitlik sende kalsın ▲ Collapse | | | Şadan Öz Türkiye Local time: 09:00 Inggris menyang Turki Daha ne olsun | Nov 15, 2011 |
Yiğit Ati demiş ki:Açıkçası en az 15-20 kişiyi dinlemek isterdim ama sanırım bu başlığa fazla ilgi olmayacak.
Daha ne olsun Yiğit? Bayramlaşma mesajına toplam 5 kişinin yanıt verdiği bir forum bu en nihayetinde. Katılım iyi yani. | | | Handan Ceyhan Türkiye Local time: 09:00 Member (2008) Inggris menyang Turki + ... İş güçten fırsat bulamadığım forum başlığı... | Nov 15, 2011 |
Yiğit merhaba,
Ben de uzun zamandır forumda bu konuyu paylaşmak istiyordum ama iş güçten fırsat bulamıyordum:) Tamamen duygularıma tercüman olmuşsun...
Ben daha çok serbest çevirmenlerin yaşam biçimi ve sosyal hayatlarının neredeyse sıfır düzeyinde olması üzerinde durmak istiyorum.
Yorum yapan arkadaşların çoğu (özellikle deneyimli olanlar) sosyal hayatın söz konusu bile edilemeyeceğini belirtmişler. Ancak ben hala sosyal haya... See more Yiğit merhaba,
Ben de uzun zamandır forumda bu konuyu paylaşmak istiyordum ama iş güçten fırsat bulamıyordum:) Tamamen duygularıma tercüman olmuşsun...
Ben daha çok serbest çevirmenlerin yaşam biçimi ve sosyal hayatlarının neredeyse sıfır düzeyinde olması üzerinde durmak istiyorum.
Yorum yapan arkadaşların çoğu (özellikle deneyimli olanlar) sosyal hayatın söz konusu bile edilemeyeceğini belirtmişler. Ancak ben hala sosyal hayatımızın olabileceğini düşünüyorum, belki de fazla iyimserimdir. Bu işi uzun zamandır yapıyorum. Hala sosyal hayatın olamayacağını anlamamış olman garip diyenler olabilir. Ancak ben hem iş hem de sosyal hayatını gayet dengeli bir biçimde yürüten çevirmenler tanıyorum.
Bu konu üzerinde uzun uzun düşündüm ve bunun ancak prensip sahibi olmakla çözümlenebileceğine kanaat getirdim. Yani müşterilerini az çok oturttuktan sonra (absürd memleketlerden değillerse, saatlerde çakışma da söz konusu olmayacaktır) çalışma saatlerinizi belirleyecek ve bu saatlere katı bir şekilde uyacaksınız. Diyelim ki sabah 09.00-18.00 arası çalışıyorsunuz. Size 18.05'de iş gönderen bir müşteriyi dükkan kapandı diyerek gerektiğinde geri çevirebileceksiniz. 18.00'den sonra kendinize zaman ayırıp, uzun süredir ertelediğiniz bir sporu yapabilirsiniz. Ya da bir arkadaşınızla buluşabilirsiniz. Böyle bir şey işe yarar mı yoksa teoride mümkün ancak pratikte değil midir ? Bu konuda diğer arkadaşların fikirlerini öğrenmek istiyorum.
Bir diğer önemli husus da böylesi bir çalışmanın aslında zamanla ruh hallerimizi de bozabileceğidir. Mesela ben, bu denli yoğun çalışmalardan sonra gayet gergin, hatta depresif olabiliyorum. Yani yoğun bir çalışma hayatı kısa vadede insanı mutlu edebilir ancak uzun vadede yıkıcı olabilir.
Bu konularda diğer arkadaşların da düşüncelerini öğrenmek isterim... ▲ Collapse | | | Pages in topic: [1 2] > | To report site rules violations or get help, contact a site moderator: You can also contact site staff by submitting a support request » İşe ve Müşteriye Göre Çalışma Tarzı, Hayır Demeyi Öğrenme No recent translation news about Türkiye. |
TM-Town | Manage your TMs and Terms ... and boost your translation business
Are you ready for something fresh in the industry? TM-Town is a unique new site for you -- the freelance translator -- to store, manage and share translation memories (TMs) and glossaries...and potentially meet new clients on the basis of your prior work.
More info » |
| Wordfast Pro | Translation Memory Software for Any Platform
Exclusive discount for ProZ.com users!
Save over 13% when purchasing Wordfast Pro through ProZ.com. Wordfast is the world's #1 provider of platform-independent Translation Memory software. Consistently ranked the most user-friendly and highest value
Buy now! » |
|
| | | | X Sign in to your ProZ.com account... | | | | | |