altyazı, şehir vs. | Feb 10, 2012 |
Merhaba,
Forumda altyazı konusunda çok yetkin isimler vardı, altyazı dendiğinde akla gelen. Ancak geçmişteki bazı sebeplerden dolayı uzaklaşmış görünüyorlar. Meydan bize kaldıysa, bir şeyler söyleyelim.
Fransa'da yaşarken mi İstanbul'da altyazı çevirmenliği yapmak istiyorsunuz? Daha doğrusu İstanbul'daki bir firmaya?
Her ne kadar internet üzerinden yapılan bir iş olsa da, aynı şehirde olmanın çeşitli avantajları var. Bazı... See more Merhaba,
Forumda altyazı konusunda çok yetkin isimler vardı, altyazı dendiğinde akla gelen. Ancak geçmişteki bazı sebeplerden dolayı uzaklaşmış görünüyorlar. Meydan bize kaldıysa, bir şeyler söyleyelim.
Fransa'da yaşarken mi İstanbul'da altyazı çevirmenliği yapmak istiyorsunuz? Daha doğrusu İstanbul'daki bir firmaya?
Her ne kadar internet üzerinden yapılan bir iş olsa da, aynı şehirde olmanın çeşitli avantajları var. Bazı durumlarda zorunluluk da olabilir bu. Acil durumlarda, gecenin ikisinde evime CD/DVD getirildiği olmuştur (sonuç tabii ki sabahlama). Ya da ben gecenin ikisinde, üçünde redaksiyon yapmaya gitmişimdir.
Görüntüleri sunucudan indirebileceğiniz düşünülse de, sunucuların 24 saat hatasız çalışacağının garantisi yoktur. Bazen uzun süre kapalı da kalabilir. Bu durumda ya gidip kendiniz alırsınız ya da size ulaştırılır, ki genellikle size ulaştırılma yolu tercih edilir. Yine de farklı şehirde yaşayan bir çevirmene, diğerleri kadar yoğun olmasa da iş gönderilmesi mümkündür.
Bunları Fransa'da olduğunuzu söylediğiniz için yazdım. Hepsini boşuna yazmış da olabilirim.
Tercüme firmalarına gelince, internette onlarca tercüme firması var, hizmetler bölümüne "altyazı"yı da eklemiş olan. Neredeyse hepsi istisnasız bir şekilde "çevirmenlerimiz tarafından kaliteli bir şekilde..." gibi ifadeler kullanmış ama ben piyasada bu kadar çok altyazı çevirmeni olduğunu sanmıyorum. Olsaydı bir şekilde karşıma çıkarlardı
Bunlar, istisnaları olabilmekle birlikte, genel olarak "Nasıl olsa çevirmenlerimiz var, altyazı işi gelirse onu da kilitleriz buna, yapar işte. Ne var ki zaten, cümleleri koyacan arka arkaya, o öyle akacak" diye düşünen firmalar olabilecekleri hissi veriyor. Onlardan bir şey çıkacağını sanmam. Çıksa da düzenli iş olmayacaktır muhtemelen. Belki senede bir defa falan bir görüntülü materyal gelir, eğitim videosu gibi, onu çevirtmek isterler, onlar da altyazı kurallarını hiç kafaya takmadan birilerine yaptırmak isterler, bu sayede kapınızı çalabilirler.
Türkiye'de medyaya yönelik altyazı genellikle kanallara doğrudan yapılır. Bunun dışında prodüksiyon şirketi ve çok nadiren tercüme firması veya altyazı firması denebilecek firmaların bu işlerle (dublaj çevirisi dâhil) ilgilendiği görülebilir. Ancak ben bir iki istisna dışında, "yetiştirilmek üzere" altyazı çevirmeni arayan yer görmedim. Bu tür arayışları olan yerlerde çoğunlukla sömürü esastır. Bu sömürü ya maddi açıdan olur ya da kendi birtakım saçma, deneyimli birinin asla kabul etmeyeceği kurallarını empoze etmeye çalışma şeklinde olur. Bunun için yaşı küçük, üniversite öğrencisi veya yeni mezun, tecrübesiz kişiler tercih edilir ki ses çıkaramasın, hık mık dediğinde de, "bak, akıllı ol, seni biz yetiştirdik, buraya geldiğinde daha konuşmayı bilmiyordun" densin.
Medya çevirisinin dışında, film festivallerine yönelik altyazı çevirileri de yapılır. Film festivallerinde genellikle çeviri koordinatörlerinin isimleri yazar, hatırladığım kadarıyla. Bu şekilde kendilerine ulaşıp durumunuzu anlatmayı düşünebilirsiniz.
Ben dublaj ve altyazı çevirisini yapmaya sayfası 2 liradan başlamıştım. O dönemki piyasa fiyatının yarısından azdı. Ancak ilk bir-iki işimden sonra, sistemi kavramaya başlayınca, bir-iki hafta içinde günde 7-8 bin kelime çeviri yapmaya başladım, o tecrübesiz hâlimle. Kim bilir kalite ne durumdaydı ama en azından işi öğrenmeme vesile olmuştu. Pek bir kalite bekleyen de yoktu zaten, rezil bir şekilde. O parayla az çok geçinmeye yetecek bir şeyler kazanmanın tek yolu da oydu. Zaman zaman kendim redaksiyon notu istediğim olmuş, tabii ki ellerim boş kalmıştır. Ancak bu işi yapmak yıllardır hayalim olduğu için bunu zaten başından göze almıştım.
Eğer siz de bu işi yapmayı gerçekten gözü kara bir şekilde istiyorsanız ve herhangi bir iş fırsatı bulamazsanız, belki normalde çalışmayı pek de tercih etmeyeceğiniz bir yerde 1-2 ay adeta staj gibi çalışmayı düşünebilirsiniz. Kendinizi sömürtmenizi falan tavsiye etmiyorum kesinlikle ama ben o 1-2 aylık dönemi eğitim gibi değerlendirmiş, daha sonra başka yerlerden teklif geldiğinde az çok tecrübesi olan biri olarak oralarda çalışmaya başlamış, tabiri caizse "kendimi yetiştirtmemiştim". Yetişmenin sonu yok tabii de, ne kastettiğimi yukarıda yazmaya çalışmıştım. Normalde bu işte usta-çırak ilişkisinin önemi büyük olmakla birlikte, önüne gelenin de kendini ustanız yerine koyup gelin güvey olmasına, sizi en azından manevi olarak sömürmeye çalışmasına izin vermeyin. Bu işi gerçekten bilenlerin kim oldukları piyasada bellidir. Belki onlara da başvurup hevesinizi ve ciddi çalışma iradenizi gösterip rehberlik isteyebilirsiniz.
Karşınıza emeğinizin hakkını alabileceğiniz, hayalinizdeki işi yapmanıza vesile olacak yollar çıkmasını dilerim.
[Edited at 2012-02-10 14:37 GMT] ▲ Collapse | |